top of page

TARZIM İLE NASIL BİR İNTİBA BIRAKIYORUM?



Hayatın akışında pek çok insanla iletişim halindeyiz ve pek çok farklı ortamda varlık gösteriyoruz. Peki dış görünüşümüzle insanlar üzerinde nasıl bir intiba bırakıyoruz?


Günümüzde toplum içerisinde statümüzü belirlemenin en önemli araçlarından biri tarzımız. Şüphesiz ki hepimiz insanlar üzerinde karakterimiz ile uyuşan, vermek istediğimiz mesajları direkt olarak iletebildiğimiz, kaliteli bir intiba bırakmak isteriz. Peki bunun için ne yapmak gerekir? Tonlarca para harcamak mı? Ezberlenmiş moda kalıplarını bize uyum sağlamadığı halde harfiyen üzerimize geçirmek mi? Bilindik markaların vitrin mankeni gibi davranmak mı? Elbette ki hayır. Hepimiz öncelikle kendimizi tanımalıyız ve tarzımızı belirlememize yardımcı olacak bir temel üzerinde çalışmalıyız. Hazırsanız kendimize soracağımız birkaç soru ile kusursuza doğru bir yolculuğa başlayalım.

 

Kendimize yönelteceğimiz sorulardan ilki ve en önemlisi “Kim olmak istiyorum?” sorusudur. Kimimiz saygın görünmek ister, kimimiz dişiliğini ön plana çıkarmak ister, kimimiz konforundan ödün veremez ve bunu hayatının tüm alanına yaymak ister, kimimiz ise tüm dikkatleri üzerine toplamaktan haz alır. Öncelikle arzularımızı tespit etmeli ve kendimizi tanımalıyız.


 


Sonraki adımda yanıtlamamız gereken ikinci soru ise “Sınırlarım neler?”. Bu sorunun cevabı bizlere ne ile rahat edebildiğimizi, üzerimizde neyi iyi taşıyabileceğimizi, ya da neyin eğreti duracağını gösterecektir. Unutmayın ki içinde rahat edemediğiniz, sanki onunla birlikte doğmuş gibi hissetmediğiniz her parça sizi geriye götürecektir. Hepimiz rastlamışızdır topuklu ayakkabı ile rahat edemediği için yürüyüşünü mücadele haline getiren o kadına. Şimdi o kadını gördüğümüzde bizde uyandırdığı olmamışlık hissini hatırlayalım. İşte sizlere bu soruda kastettiğim tam olarak bu olmamışlık hissinden kaçınmamız gerektiği. Eğer içinde rahat değilseniz ve taşıyamıyorsanız, ne giyerseniz giyin o parça sizi geriye götürecek ve insanlar üzerinde rahatsızlık algısı uyandıracaksınız.


 

Gelelim çok önemli bir diğer soruya: “Vücut proporsiyonum nedir?”. Kabul edelim ki her bedene her ürün yakışmaz. Her beden yapısına özel olarak üretilmiş farklı ürün grupları vardır. Doğru ürün tercih edildiğinde her beden muazzamdır. Diyelim ki göbek ve basen bölgemizde yağlanmalar var ve biz bir elbise giymeliyiz. O halde tercih etmemiz gereken elbise vücudumuzu saran bir elbise yerine volanlı, aşağıya doğru bollaşarak dökülen bir elbise olmalı ki en kusursuz görünümümüze ulaşalım.


 

Tüm bunların yanı sıra bir de kendimize şu soruyu sormamız gerekir: “Nerede varlık göstereceğim?”. İçinde bulunduğumuz her ortamın aslında kıyafeti farklıdır. Aslında her yerin kendi içinde adı konulmasa da bir “Dress Code”u vardır. Hadi hepimiz öğlen vakti, ortalama bir günde, alelade bir kafede kahve içmeye gittiğimizde gördüğümüz o çok abartılı süslenmiş kadını hatırlayalım. Ya da şık bir restoranda akşam yemeğine eşofman ile gelen o insanı... Maalesef tüm dikkatler olumsuz yönde bu insanların üzerinde değil mi? Biz de iletişimimiz sırasında olumsuz bir intiba ya da soru işareti bırakmak istemiyorsak eğer bu konuya son derece dikkat etmeliyiz.


 

Yukarıda bahsi geçen tüm sorulara doğru yanıtları bulduysak eğer, artık temelimiz sağlam ve kimliğimizi kusursuz bir şekilde yansıtmaya hazırız demektir. Şimdi bize hitap eden ve rahatça üzerimizde taşıyabileceğimiz tarz nedir onu tespit etmeli ve elimizdekileri ona göre eleyip değerlendirmeliyiz. İşin sırrı öncelikli olarak farkındalıklarımız ve kendimizi tanımaktır. Görsel stil olarak kabul ettiğimiz şey daha derin bir seviyede mevcut olan şeylerin yüzeyde açığa çıkmasıdır. Tarz, giysilerin basitçe nasıl gözüktüğü değildir; nasıl olduklarıdır. Gerçekten şık bir kişi mutlak bir şıklığı öğrenen değil, mutlak şık olandır.

Comments


Hakkımızda

Destek

Teslimat ve İade

Mesafeli Satış Sözleşmesi

Gizlilik Politikası

Bizi Takip Et

  • Instagram
bottom of page